Film dünyasında her zaman sıra dışı konular ilgi çekici olmuştur ve bu defa karşımızda gerçekten ilginç bir öykü var: 10 yaşındaki Lucy'nin, Almanya'nın Bietigheim-Bissingen şehrinde sessiz sakin bir ilkokul öğrencisiyken, birden bire bir banka soyguncusuna dönüşmesi! Peki, bu dramatik değişimin ardındaki sebep ne olabilir? Anlaşılan o ki, Lucy'nin ebeveynlerine ait dondurma dükkanı Glaeteria Felicità'nın dondurma makinesi bozulmuş ve bu durum, ailenin gelir kaynağını ciddi şekilde tehdit ediyor.Lucy'nin ebeveynleri yeni bir makine alabilmek için gerekli parayı bir araya getiremeyince, Lucy kendine beklenmedik bir çözüm yolu buluyor. Okulun kötü çocuğu Tristan'ın “Lucyfer” operasyonu adını verdiği kötü niyetli eğitimle, Lucy, yalan söyleme, hırsızlık ve rüşvet gibi çeşitli yasadışı faaliyetlerde ustalaşıyor. Sadece birkaç hafta önce yaya yollarında bile düzgün yürüyen Lucy, şimdi tam anlamıyla bir suç makinesine dönüşmüş durumda. En yakın arkadaşı Rima bile onu artık tanıyamıyor ve bu durum, Rima'yı oldukça endişelendiriyor.Ancak, bu olayın etrafında dönen dramatik hava, aslında Lucy'nin ailesini kurtarma çabası etrafında şekilleniyor. Bu genç kızın gösterdiği cesaret, ne kadar yanlış yollara sapmış olsa da, ailesine olan bağlılığını ve sevgisini gözler önüne seriyor. Lucy'nin bu hikayesi, sadece onun şahsi mücadelesi değil, aynı zamanda bir ailenin bir arada kalma ve zorlukların üstesinden gelme hikayesi olarak da karşımıza çıkıyor.